Coşkulu dilin kullanımı, influencer pazarlamasında oldukça etkili bir araç olabilir, ancak yeni bir araştırma bu yöntemin farklı influencer türleri için farklı sonuçlar doğurduğunu gösteriyor. Journal of Marketing’de yayınlanan bu araştırma, mikro ve makro influencer’ların coşkulu dil kullanımının takipçi etkileşimi üzerinde nasıl farklı etkilere sahip olduğunu inceledi. İşte elde edilen bulgular ve bu bulguların influencer stratejilerine nasıl yansıması gerektiği üzerine öneriler.
Coşkulu Dilin Çift Yönlü Etkisi
Araştırma, 20.923 sponsorlu gönderiyi analiz ederek, mikro influencer’ların (100.000’den az takipçi) coşkulu dil kullanımının takipçi etkileşimini artırdığını, ancak makro influencer’ların (100.000+ takipçi) aynı stratejiyi kullanmaları durumunda etkileşimin azaldığını ortaya koydu. Mikro influencer’lar sıradan insanlar olarak görüldüklerinden, ürün hakkında olumlu ve heyecanlı yorumlar yapmaları daha inandırıcı bulunuyor. Buna karşılık, makro influencer’lar aşırı coşkulu dili kullanarak takipçilerinde “zor satış” hissi uyandırıyor ve bu durum güven kaybına neden olabiliyor.
Psikolojik Yaklaşım ve Güven Oluşumu
Tüketicilerin psikolojisi, influencer stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Mikro influencer’lar, samimi ve dostane yaklaşımlarıyla takipçilerinin güvenini kazanırken, makro influencer’lar ürün tanıtımlarında daha bilgilendirici ve dürüst bir dil kullanarak güven oluşturmayı amaçlamalı. Ayrıca, potansiyel sorunları da dile getirerek, reklamın ötesinde gerçek kullanıcı deneyimlerini yansıtmaları, takipçi etkileşimini ve güvenilirliklerini artırabilir.
Optimal İletişim Stratejileri
Influencer’lar için optimal iletişim stratejisi, takipçi kitlesinin büyüklüğü ve karakteristiklerine göre şekillenmeli. Mikro influencer’lar, coşkulu dil kullanımını sürdürerek takipçileriyle olan yakın ilişkilerini pekiştirebilir. Makro influencer’lar ise, coşkulu dili minimize edip daha ölçülü ve bilgilendirici bir yaklaşım benimseyerek takipçilerinin güvenini kazanmaya çalışmalı. Her iki grup için de önemli olan, “zor satış” yapmaktan kaçınmak ve takipçilerle sağlıklı bir şüphe çerçevesinde iletişim kurmaktır.
Ayrıca, bu dinamikler, influencer’ların nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceklerini ve hangi yöntemlerin takipçi etkileşimini maksimize edeceğini anlamalarına yardımcı olur. Stratejilerini bu bilgiler ışığında şekillendiren influencer’lar, hem markalarla olan işbirliklerini güçlendirebilir hem de kendi kişisel markalarını daha etkili bir şekilde geliştirebilirler.
İletişimde Dürüstlük ve Şeffaflık
Makro influencer’lar, reklam verenlerle işbirliği yaparken, ürünleri hakkında gerçekçi ve dengeli bilgiler vererek takipçilerinin güvenini kazanabilir. Örneğin, bir ürünün olumlu yönlerini vurgularken karşılaşılabilecek olası zorlukları da belirtmek, takipçilere daha şeffaf bir bakış açısı sunar. Bu, influencer’ın sadece satış yapmaya çalışmadığını, aynı zamanda takipçilerinin iyi bilgilendirildiğinden emin olmak istediğini gösterir.
