İnsanlığın uzaylı yaşam merakı, gelişmiş medeniyetlerin bizi tespit edip edemeyeceğine kadar uzanmaktadır. Medeniyetlerin keşif için teknoloji geliştirdikleri düşünüldüğünde, diğer benzerlerini bulma amacı güttükleri varsayılmaktadır. Bu, insan yapımı yapılar gibi basit teknolojilerle bile tespit edilebilecek teknosinyatürlerin oluşturulmasını içerir.
SETI araştırmacısı Z. Osmanov, Acta Astronautica’da yayımlanan bir çalışmada, insan yapımı yapıların uzaylı medeniyetler tarafından görünürlüğünü incelemektedir. Fiziksel yasaların tespit yeteneklerini nasıl sınırladığını ele alır ve 3,000 ışık yılı ötesindeki medeniyetlerin, yüksek teknoloji seviyesine ulaşmış olanlar hariç, Dünya’nın antik yapılarını fark etmekte zorlanabileceğini öne sürer.
Kardashev Ölçeği’ni kullanarak, uzaylı toplumların insan teknosinyatürlerini gözlemlemek için gereken teknolojik gereksinimleri değerlendirir. Tip III medeniyetleri çalışmasının dışında tutarken, Tip I ve II medeniyetlerin yüksek açısal çözünürlüğe sahip optik teleskoplar gibi yöntemlerle Dünya’nın teknolojik eserlerini tanıma potansiyellerine odaklanır.
Gelişmiş uzaylı gözlemciler, açısal çözünürlüğü artırmak için birden fazla teleskoptan alınan gözlemleri birleştiren astronomik interferometriyi kullanabilirler. Bu teknik, Büyük Piramitler gibi yapıların önemli mesafelerden tespiti için hayati önem taşır. Osmanov, sadece Tip II medeniyetlerin böyle astronomik gözlem başarılarına ulaşabileceği sonucuna varır.
Yakın çevredeki gelişmiş medeniyetlerin olasılığını tahmin etmek için Osmanov, uzaylı zekaların sayısını speküle etmek için kullanılan Drake Denklemi’ne başvurur. Hesaplamaları, Dünya’nın antik ve modern teknosinyatürlerini tespit edebilecek herhangi bir medeniyetin Samanyolu içinde belirli bir sayıda mevcut olması gerektiğini öne sürer.