Mary Shelley’nin gotik edebiyatın başyapıtlarından biri olarak kabul edilen “Frankenstein” romanı, yıllar boyunca pek çok kez sinema ve televizyona uyarlandı. Bu eserin benzersiz hikâyesi ve karakterleri, izleyicilerin hafızalarında derin izler bıraktı. Şimdi, bu klasik hikâyenin bir benzeri, “Yaratılan” adıyla Osmanlı dönemine taşınarak yeni bir soluk kazanıyor. Peki, “Yaratılan” dizisi, Frankenstein mitini nasıl ele alıyor ve bu alışılmadık kurgu izleyicilere ne sunuyor?
Osmanlı’da Bir “Frankenstein” Anlatısı
“Yaratılan,” Osmanlı döneminde geçen ve bilim ile doğaüstü olayların iç içe geçtiği bir hikâye anlatıyor. Dizi, yaratma eyleminin sınırlarını zorlayan bir bilim insanının, ölümle yaşam arasındaki ince çizgide dolaştığı bir serüveni konu alıyor. Gotik edebiyatın karanlık atmosferini, Osmanlı’nın zengin kültürel dokusuyla harmanlayarak, izleyicilere hem tarihi hem de fantastik bir deneyim sunuyor. Bu yönüyle, “Yaratılan” kendine has bir dünya kurmayı başarıyor.
Ölüme Tek Çare Ölümün Kendisi midir?
Dizinin merkezinde, insanın ölümsüzlüğe olan özlemi ve bu uğurda yapılan ahlaki olmayan tercihler yer alıyor. “Yaratılan”ın hikâyesi, insanın bilimle neler başarabileceğine dair sınırları zorlarken, aynı zamanda bu gücün sorumluluklarını ve sonuçlarını da sorgulatıyor. Yapım, ölüme çare arayışının insanı nasıl karanlık yollara sürükleyebileceğini gözler önüne seriyor ve “ölüme tek çare ölümün kendisi midir?” sorusunu izleyicilere bırakıyor.
Nereden İzlenir ve İzleyiciye Mesaj
“Yaratılan,” izleyicilere gotik bir hikâye anlatısının yanı sıra Osmanlı döneminin görsel bir şölenini de sunuyor. Dizi, popüler streaming platformları aracılığıyla erişilebilir durumda. Bu benzersiz yapımı izleyerek, Osmanlı döneminde geçen bir “Frankenstein” hikâyesine tanıklık etmek isteyenler, seçkin dijital platformlardan faydalanabilirler.
“Yaratılan” dizisi, gotik edebiyatın unutulmaz eseri “Frankenstein”ı Osmanlı dönemiyle buluşturarak, izleyicilere alışılmadık bir deneyim sunuyor. Hem görselliğiyle büyüleyen hem de düşündüren bu yapım, izleyicilere, insanın bilim karşısındaki sınırlarını ve ahlaki ikilemlerini yeniden değerlendirme fırsatı veriyor.
